30 Kasım 2013 Cumartesi





PATATESDE FİZYOLOJİK YAŞ VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Mete Kaan BÜLBÜL

               Patates yumrusunun karmaşık bir yaşlanma süreci vardır ama fizyolojik ve biyokimyasal mekanizma tam olarak anlaşılamamıştır (Wiltshire & Cobb, 1996; Coleman, 2000). Ancak, genel olarak bir tohum kalitesi için fizyolojik yaş hayati önem taşır (Struik & Wiersema, 1999). Yetiştirme ve depolama koşullarıyla birlikte yumru oluşumunun kronoloji yaşı dahi fizyolojik yaşı etkiler (Reust, 1986; Struik & Wiersema, 1999).  

                Kronolojik yaş : Yumru oluşumunun başlangıcında hasadına kadar geçen zaman olarak adlandırılır. Çevre koşulları dikkate alınmadan gün, hafta, ay olarak ifade edilir. Bilimsel olarak temelde dogru olan yumrunun hasad tarihinde yumru oluşum başlangıç tarihine kadar ölçmektir ama pratikde bunu yapmak ço zordur. Hasad tarihinden itibaren yaşın ölçülmesi çok zordur. Ancak, hasad tarihinde yumru gelişimleri sabit değildir: aynı zamanda hasad edilen yumrular farklı fizyolojik yaşda olabilir. Bazı yumrular dormant kalırken bazı yumrularda çoktan sürgün vermiştir (Siert G. Wiersema, 1985)

         Fizyolojik yaş: Dormansi kırıldıktan sonra yumruda fizyolojik kaliteyi ve durum fizyolojik yaş kavramıyla belirlenir (Struik PC & Wiersema SG. 1999). Hasad sonrasu yumrunun yaşı : yumrunun  sürgün verme durumu yumrudaki fizyolojik değişimdir (Hartmans and Van Loon, 1987; Coleman, 2000). Fizyolojik yaş, kronolojik yaşın yanı sıra çevre koşullarınada bağlıdır. Yumrular aynı kronolojik yaşda olabilir ama farklı fizyolojik yaşlarıda farklı olabilir. Aynı şekilde aynı fizyolojik yaşda olupda farklı kronolojik yaşda da olabilirler. Yumruda fizyolojik gelişim dormansi, apikal dormansi, çoklu sürgün ve yaşlılık aşamalarından geçer (Siert G. Wiersema 1985).

Yumruda fizyolojik yaşlanmanın 5 aşaması bulunmaktadır. (Iritani et al., 1983; Schrage, 1999a). 

1.Dormansi

2.Apikal Dormansi
3.Çoklu Sürgün
4.Yaşlılık
5.Little Tuber Disorder

1. Dormansi
Patestes,yumru üzerinde bulunan gözlerin, çeşitli içsel ve dışsal etmenlerle belirli bir süre sürgün oluşturmaması dormansi olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımda yer alan genel anlamdaki dormansi kavramı, esas itibariyle iki ayrı aşamayı kapsamaktadır: —Patates yumrusu üzerinde bulunan gözlerin, sürgün gelişimi için gerekli bütün koşulların uygun olması durumunda dahi çeşitli içsel nedenlerle bir süre sürgün oluşturmazlar. Patateste bu döneme dinlenme dönemi veya doğal, yapısal, derin dormansi gibi isimler verilmektedir.—Dinlenme dönemi sonrasında, patates yumrusu üzerinde bulunan bu gözler, sıcaklık, gün uzunluğu vb. dışsal etmenlerin uygun olmaması nedeniyle normal olarak bir süre daha sürgün oluşturmazlar. İşte bu iki sürenin toplamı, patateste dormansi dönemi olarak isimlendirilmektedir.

Dormansi süresinin hesaplanmasında da iki ayrı yaklaşım bulunmaktadır :

Yumru oluşumunun başlangıcı ile gözlerin sürmeye başlamasına kadar geçen süre (gün veya hafta olarak) —Yumruların hasadı ile gözlerin sürmeye başlamasına kadar geçen süre (gün veya hafta olarak) (Çalışkan M.ENişasta Şeker Bitkileri Ders Notları)

Dormansi öncelikle yumrunun gelişimi sırasında yumruda oluşan ABA (Absisik asit) denilen horman tarafından kontrol edilen bir durumdur. Dormansi, metabolik olayların sonucunda gözler sürgün oluşturmaya uygun hale gelmesiyle gözlerdeki ABA miktarı düştüğünde kırılır. Fizyolojik yaşlanma modellerine göre dormansi kırılana kadar yumruda yaşlanma başlamaz (Alexander D. Pavlista, 2004).

2. Apikal Dormansi


Dormant periyodun sonunda, gözlerde tomurcuklanmalar büyür ve sürgünleri oluşturur. Çoğu kez apikal gözlerin uyanmasıyla sürgün oluşumları başlar. Apikal dormant dönemdeki yumrunun dikilmesi durumda genellikle tek sap çıkışı gözlenir. Bu da verimleri azaltabilir. Apikal sormansi süresi çeşitlere göre değişmektedir. Apikal dormansiyi etkileyen en önemli faktörler depolama yöntemi ve de-sprouting (Siert G. Wiersema, 1985).

Patates yumrusunun genç sürgünlerinde IAA miktarı artarak, yumruda diğer gözler baskı altına alınır. Dormansi ABA konsantrasyonuna bağlıyken gözlere yapılan bu baskıda IAA konsantrasyonuna bağlıdır. Sonuç olarak fizyolojik olarak genç yumru kullanımı bir yada iki sap çıkışı olacaktır bundan dolayı dekara düşen sap sayısı azalacak ve verimi düşürecektir. Bir çeşitde temelde ABA ve IAA üretimine dokuların bunlara ne kadar hassas oldugu, bunların nasıl düşüşe geçtği, hormonlara nasıl karşı koyduğu önemli notlardır. Çevresel faktörler tüm bunları etkiler ama temelde genetik kaynaklıdır. (Alexander D. Pavlista, 2004).

3. Çoklu Sürgün

Apikal dormansinin sona ermesinden sonra diğer gözlerde uyanarak sürgün oluşturur ve çoklu sürgün dönemine geçer. Genellikler tohumluk yumru için bu aşama optimumdur. Bu aşamada yumrudan birden fazla sap çıkışı görülür. Çeşide bağlı olarak çoklu sürgün döneminin oluşu özellikle düşük sıcaklıklarda saklandığında aylarca sürebilir. Diffüze ışık, çoklu sürgün dönemini uzun tutmak ve sürgünlerin kısa ve güçlü olmasında yardımcı olur. Çoklu sürgün başladıgında tohum fizyolojik olarak genç, bittiginde ise yaşlıdır (Siert G. Wiersema, 1985).

Yaşlı tohumlarda apikal dormansinin kaybolmasıyla gözler arasında etkili IAA yoğunluğu düşer. IAA miktarı zamanla yavaş yavaşda düşer ama bu süre ısıyla da kısaltılabilir. Yumru kesildiğinde yumru içindeki IAA translokasyonu bozularak dormansi kırılabilir. Apikal bölgede sürgün oluştuktan sonra sürgün oluşumu apikal bölgeye en yakın gözlerden başlar. Bundan dolayı bir gözde birden fazla sürgünler görülür bundan dolayıda çok sayısı sap çıkışı gözlenir ve sap sayısı da direk verimle ilişkilidir (Iritani et al., 1983).

4.Yaşlılık

    Yumruda yaşlılığın çeşitli karakteristik belitileri vardır.

·         —Aşırı filizlenme, dallanma
·         —Uzun ve zayıf sürgünler “hair sprouts” diye adlandırılır.
·         —Dikim öncesi veya çıkış sırasında sürgünlerde dogrudan küçük yumru oluşumu
Bu aşamada yumrudan çok fazla sağlıklı srügün olmayacağında bitki çıkış oranı düşecektir. Fizyolojik olarak yaşlı tohumlar erken ürün alma ve yüksek oranda bitki çıkışı gibi avantajlar sağlar. (Perennec and Madec 1980)

Yaşlılık, soguk depolama koşulları altında gecikebilir. Tohumluk patates, sıcak yetiştirrme koşulları yerşine serin yetiştirme koşullarında üretimi yapılmalı (Siert G. Wiersema, 1985).

5. Little Tuber Disorder

       IAA mekanizması çok fazla bozulduğunda stolondan çogalmak yerine dallardan hızlı ve küçük yumrularla çogalırlar. Bazı çeşitler buna çok hassastır (Siert G. Wiersema, 1985).


                            Farklı fizyolojik yaşda dikilen tohuluk yumruları bitki gelişim durumlar




A.Dormant dönemi

• Patates bitkisinin çıkışından 2-4 hafta sonra başlıyor. (Çevresel koşullara bağlı)
•Stolon ucunda, küçük bir yumru oluşuncaya kadar uzar sonra durur.
•Dormansi maximum yoğunluğa ulaşır ve azar azar düşmeye başlar.
•Yumru dormansiyi kaybedene kadar yogunluk düşmeye devam eder.
•28 C dormansiyi kırmak için optimum sıcaklıktır. (Struik P.C 2009)


B. Apikal dormansi dönemi

•Dormansi bitiminden sonraki ilk dönem
•Apikal sürgünlerin diger tomurcuklara baskın oldugu dönem
•Yumru başına 1-2 sap oluşur.
•Bu sürgünlerin büyüme oranı düşüktür.
•Bazı çeşitlerde diğerlerine göre apikal dormansi daha belirgindir.
Apikal dormansi Bintje çeşidinde, Alpha çeşidine göre daha belirgindir (Struik P.C 2009).



C. Çoklu sürgün dönemi

•Yumrular düşük sıcaklıkta (2-4 c ) daha uzun süre saklandığı zaman görülür.
•Yumru başına sürgün sayısı 4-7 arasındadır.
•Sürgünlerin en hızlı büyüdüğü dönemdir (Struik P.C 2009).


D. Yaşlılık dönemi 

•Yumru başına sap sayısı azalmaya başlar.
•Anormal sürgün oluşumu (Hair sprouts)
•Büyüme oranında düşme başlar.
•Sonra yumru çoğalma özelliklerini kaybeder (Struik P.C 2009).



Fizyolojik Yaşın Hesaplanması

T = Dikimden itibaren örnegin alındığı gün sayısı
T0 = Dikimden itibaren üst öldürüldüğü gün sayısı
T1 = Dikim ve inkübasyon periyodu arasındaki gün sayısı (Delaplace P. 2008)

İki farklı çeşit de fizyolojik yaş indeks değerlerinin görünümü

Sonuç
·         Kısa vejetasyon süresi olan yerlerde, yaşlı yumruların kullanımı verimi arttıracaktır (Struik P.C 2009).
·         Uzun vejetasyon süresi olan yerlerde, genç ve çok genç yumruların kullanımı maximum yaprak alanı, yüksek büyüme potansiyeline, daha sonra yaşlama durumlarından dolayı daha yüksek verim verecektir. (Struik P.C 2009) 

—Fizyolojik Yaşı Etkileyen Faktörler

1.Yumru Boyutu
2.Yetişme koşulları
3.Yapılan kültürel uygulamalar
4.Üst öldürme yöntemi ve zamanı
5.Üst öldürme ve hasad arasındaki koşullar
6.Depolama koşulları
7.Hasad veya depolama sırasında yapılan uygulamalar
8.Depolama ile dikim arasında yapılan uygulamalar

1. Yumru Boyutu

Yumru boyutu tohum performansını etkileyen en önemli faktördür. Kesilmiş yumru boyutu kesilmemiş yumrunun boyutuna bağlıdır. Kesilen yumruların 80 ile 280 gr arasında olması gerekmektedir. 280 gr dan fazla olan yumrular tohum olarak kullanılmamalıdır. Yumru boyutu bitki başına sap sayısını etkilediğinden verimide etkilemektedir. Russet Burbank çeşidi için maximum verim için optimum sap sayısı ortalama 2.5 – 3.5 arasındadır. Tohumluk olarak kullanılacak yumru parçasında yada bütün yumrudaki bütün gözler sap oluşturma potansiyeline sahiptir, gözlerin uyanıp sürgünlerin oluşmasını fizyolojik faktörler engel olabilir. Yumruların kesilmesinden sonra, kesim yüzeyinin iyileşmesi sırasında solunum hızlanır ve fizyolojik yaşı artar. Bundan dolayı yumruların zedelenmesinde de aynı tepki oluşur. Keskin bıçaklarlar yapılan yumru kesimleri, pürüzlü bıçaklarlar yapılan kesimle göre daha az enerji ve düşük solunum hızı gerektirir (Bohl ve ark.).

2. Yetiştime koşulları

Patates tohumunda yetiştirilme koşulları fizyolojik yaşı ve büyüme gücün belirlemede önemli rol oyanamaktadır (Caldiz D.O. 2009). Genelde, stress altında yetişen bitkinin yumrularında erken fizyolojik yaşlanmalar görülür. Düşük nem, yüksek sıcaklık, yetersiz gübreleme, don zararı ve hastalık yogunnlugu patates bitkisi üzerinde stresse neden olurlar bundan dolayıda yumrularda erken yaşlanmalar olur (Bohl ve ark.).Fizyolojik olarak yaşlı tohum genç tohuma göre daha erken çıkış yapabilir ancak dikim ve toprak sıcaklıklarıyla bu değiştirilebilir. Sıcak toprak koşullarında yaşlı tohumun sürgünleri maximum oranda büyürken büyük ihtimalle genç tohumun çıkışını hızlandıracaktır. Bu koşullar altında fizyolojik olarak yaşlı tohumlarla genç tohumlar neredeyse aynı zamanda çıkacaktır. Serin koşullar altında bu iki tip tohum arasında çıkış farklılıkları maximize olacaktır.Genç tohumlar yaşlı tohumlarla aynı sıcaklıkta depolandığında daha çıkışlar daha yavaş olmaktadır çünkü yaşlı tohumlarda sürgünlerin büyüme oranı daha yüksektir. Kısa vejetasyon süresi olan bölgelerde hızlı çıkış, fazla sap sayısı avataj sağlar. Kanada’da kuzey bölgelerde üretilen patateslerin güney bölgelerde üretilen patateslere göre üstünlüklerini belirtmek için “kuzeyin gücü” deyimini kullanılmaktadır. (http://www.agr.gc.ca/pfra/csi dc/nvseedpot_e.htm, see also Wahab (1993)).

3.Yapılan kültürel uygulamalar

Dormansi süreci, yumru oluşumundan sonraki günler olarak ifade edildiğinden artan nitrojen oranı dormansi süresini kısaltmakmakla birlikte yumru oluşumunuda geciktirmektedir (Van Ittersum M.K, 1992).
Sitokinin yumruda hücre bölünmesini sağlayarak sürgün oluşumuna neden olur, dışarıdan sitokinin uygulamaları fizyolojik yaşa bağlı olarak yumruda dormansi süresini kısaltır (Coleman 1987; Fernie and Willmitzer 2001).
Oksinler, sürgün gelişimi için gerekli olmasına ragmen, dormansiye etki etmemektedir (Hemberg 1985).
Dışardan uygulanan giberilik asit yumru filizlenmesine neden olacagından fizyolojik yaşı dogrudan etkilemektedir (Van Ittersum and Scholte 1993).
Dışardan uygulanan gibberilin yeni stolon oluşumunu teşvik ederek önceden oluşan yumruların büyümesini durdurur (Lovell and Booth 1967).
             Chlormequat chloride yumru oluşumunu desteklemekte, bitki boyunu önemli derecede azaltmaktadır (McIntosh and Bateman 1979).

4. Üst öldürme yöntemi ve zamanı

—Üst öldürmede 3 geleneksel yöntem bulunmaktadır.

1.Mekanik/Fiziksel üst öldürme (kesme, doğrama, biçme, yakma vb..)
2.Kimyasal üst öldürme (Diquat, paraquat, sülfürik asit, glyphosinate gibi kimyasal bileşikler kullanılarak)
3. Mekanik ve kimyasal üst öldürme metodların bileşeni, sadece mekanik ya da sadece kimyasal üst öldürme metodlarından daha etkilidir ki bu metod da yumrular daha hızlı olgunlasmaktadir. (Kempenaar, Struik 2008)

1.Mekanik yöntemle üst öldürmede üst aksam tamamıyla yok olmadıgından yumru ve kabuk olgunlaşması geçikmektedir.
2.Kimyasal yöntemlerle üst öldür üst aksamı tamamen öldürdüğünden tam bir yumru ve kabuk olgunlaşması sağlamaktadır.
3.Kimyasal yöntemlerle üstü öldürülen tohumlar, mekanik yönlerle üstü öldürülen tohumlara göre depolama koşullarına daha dayanıklıdır.

Sap öldürme ile hasat arasındaki süre geçiktiği zaman fizyolojik yaş indeksi her ay için ortalama 0,2 lik anlamlı bir artış göstermiştir, erken üst öldürülmesinin ise fizyolojik yaşa etkisi olmadığı görülmüştür (Panelo ve Caldiz, 1989).
Üst öldürme veya kurutma yumru ve kabuk olgunlaşmasını sağlar. Erken üst öldürmek, yaprak bitleri tarafından taşınan virüslerin bulaşmasını önler onun için mümkün olduğunca tohum için en iyi boyutta üst öldürme yapılmalıdır. Bazı bölgelerde üst öldürme-hasad süresi 2 haftadan fazla olmamalıdır. Ancak Buenos Aires gibi güneybatı bölgelerde sıcaklık sap öldürme zamanında yüksek olduğundan üst öldürme- hasad arasındaki süre uzayabilir.
Olgunlaşmadan hasad edilen yumrular, olgunlaştıkdan sonra hasad edilen yumrulara göre dormant periyodu kısa ve daha hızlı sürgün büyümesi görülür (O'Brien & Allen, 1975).
Erken hasad edilen tohumluk yumrular geç hasad edilen yumrulara göre daha erken ve daha uniform çıkış, daha güçlü çıkış, yüksek verim görülmüştür (Henriksen, 1972).

5.Üst öldürme ve hasad arasındaki

Üst öldürme ve hasad arasındaki sürede hava ve toprak sıcaklığı yumruların solunum hızını arttırarak kabuk olgunlaşmasını sağlarken fizyolojik yaşında ilerlemesini sağlar. Bu süre dahilinde extrem hava ve toprak sıcaklıklarında ise gözler uyanmakta ve sürgünler oluşmaktadır. Yumrunun solunum hızı artmakta ve fizyolojik yaşlanma hızlı ilerlemektedir.

6. Depolama Koşulları

Depolama koşulları fizyolojik yapı dogrudan etkilemektedir. Fizyolojik yaşı etkileyen bagıl nem,sıcaklık, ışık miktarı gibi faktörlerdir. Özellikle sıcaklığın etkisi son derece karmaşık ve çeşide özgüdür. Dormansi öncesi ve sonrası, meydana gelen fizyolojik ve metabolik olayları gibi, tohumun farklı fizyolojik evrelerinde çevre koşullarına karşı hassasiyet, özelliklerde sıcaklıga hassasiyet olabilir (Struik & Wiersema, 1999). Yüksek ve düşük sıcaklık şoku, farklı yollardan hesaplanan gün-derece yöntemi ile çeşide bağlı olarak hesaplanabilir. (Van Ittersum, 1992; Struik & Wiersema, 1999; Struik et al., 2006).

Diffüz ışık tohumların hızla yaşlanmasına engel olabilir. Bu faktör hem sürgün oluşumu üzerine hemde tohum üzerine olumlu etkisi olur. Uzun süre ışığa maruz kalmanın olumlu etkisi çeşide, depo sıcaklığına ve fotoperiyoda bağlıdır. 16 C de uzun gün koşulları altında büyüme gücü yüksek olur oysa 28 C de büyüme gücü kısa gün koşullarına göre uzun gün koşullarında düşmeye başlar. Tohumluk yumrular 6-10 C arasında depolandığında solunum hızı minimum olacagından daha yavaş yaşlanacaktır. Değişken depo sıcaklıkları tohumu daha çabuk yaşlandıracaktır bundan kaçınılmalıdır (Bohl ve ark.)

7. Hasad veya depolama boyunca yapılan uygulamalar

Hasad-Depolama işlmleri sırasında zedelenen, kesilen ve kabuk soyulsulması olan yumrularda solunum hızlanır ve dormansinin daha çabuk kırılarak fizyolojik yaşlanma neden olur.

8. Depolama ile dikim arasında yapılan uygulamalar

Depolama koşullarında belirttiğimiz gibi depo koşulları fizyolojik yaşı doğrudan etkiler. Sıcaklık ve ışık yoğunluğu etkilen en önemli faktörlerdir. Sıcaklık ve ışık yogunluğu fizyolojik yaş için en önemli iki çevresel faktördür. Bunun dışında kimyasallar kullanılarakda dormansinn kırılması yada engellenmesi sağlanır. Sıcaklık, ışık ve nem faktörleri kullanılarak istenilen fizyolojik yaş ayarlanabilir.

Dormansinin kırılması veya kısaltılması için yapılabilecek uygulamalar 
  • Yumruların kesilmesi veya çeşitli nedenlerle zarar görmesi, 
  • Depolama koşulları 
  • Ani sıcaklık değişimleri, 
  • Oksijen miktarının azalması, 
  • Nispi nemin yükselmesi, 
  • Çeşitli kimyasalların uygulanması
Dormansinin kırılması için uygulanan kimyasallar 
·         —Rindite: etilen klorohidrin, 1-2 dikloroethan ve karbon tetraklorohidrin’in 7 : 3 : 1 oranında karışımından oluşmuştur
·         —Etilenklorohidrin,
·         —Karbon disülfid,
·         —Gibberellik asit,
·         —Thiourea,
·         —Benziladenin ve diğer sitokininler

Sürgün oluşumunun engellenmesi için kullanılabilecek kimyasallar 

·         IPC (isoppropyl N-phenylcarbamate) ve choloro-IPC,
·         —Maleik hidrazin,
·         —Dimetilnaftalen,
·         —Indol asetik asit,
·         —Technazene,
·         —Carvone (doğal inhibitör)

KAYNAKLAR

Alexander D. Pavlista 2004: Physiological Aging of Seed Tubers Vol. 16, Issue 1, Ph.D., Extension Potato Specialist

Bohl W.H, P. Nolte, G.E. Kleinkopf, and M.K. Thornton Potato Seed Management: Seed Size and Age. Coopertive Extension System, Agricultural Experiment Station

Caldiz D.O. 2009. Physiological Age Research during the Second Half of the Twentieth Century. Potato Research (2009) 52:295–304

Calışkan M.E, Nişasta Şeker Bitkileri Ders Notları. Mustafa Kemal Üniversitesi)

Coleman, W. K. 1987. Dormancy release in potato tubers: a review. Am. Potato J. 64: 57–68

Coleman,W.K., 2000. Physiological ageing of potato tubers: a review. Ann. Appl. Biol.137,189-199.

Delaplace P., Brostaux Y., Fauconnier M.L, Jardin P. Potato (Solanum tuberosum L.) tuber physiological age index is a valid reference frame in postharvest ageing studies. Postharvest Biology and Technology. 50, 103–106

Fernie, A. R. and Willmitzer, L. 2001. Molecular and biochemical triggers of potato tuber development. Plant Physiol. 127: 1459–1465.

Hartmans, K.J., Van Loon, C.D., 1987. Effect of physiological age on growth vigour of seed potatoes of two cultivars. I. Influence of storage period and temperature on sprouting characteristics. Potato Res. 30, 397–409.

Hemberg, T. 1985. Potato rest. Pages 354–388 in P. H. Li, ed. Potato physiology. Academic Press Inc., Orlando, FL.

Henriksen, J. B., 1972. Effects on growth and yield of date of lifting, way of handling, and diseases during storage, of seed potatoes. Proc. 5th trienn. Conf EAPR: 114.

Kempenaar C. & Struik P.C, 2008. The Canon of Potato Science: 33. Haulm Killing. Potato Research (2007) 50:341–345

Lovell, P. H. and Booth, A. 1967. Effects of gibberellic acid on growth, tuber formation and carbohydrate distribution in Solanum tuberosum. New Phytol. 66: 525–537.

McIntosh, A. H. and Bateman, G. L. 1979. Effects of foliar sprays of daminozide on the incidence of potato common scab. Ann. Appl. Biol. 92: 29–38

Iritani, W.M., Weller, L.D. and Knowles, N.R. 1983. Relationship between stem number, tuber set and yield of Russet Burbank potatoes. Amer Potato J 60:423-431.

Iritani, W.M., Weller, L.D. and Knowles, N.R. 1983. Relationship between stem number, tuber set and yield of Russet Burbank potatoes. Amer Potato J 60:423-431.

O'Brien, P. J. & E. J. Allen, 1975. Effect of area of seed production and date of lifting of seed crops on the performance of the progeny tubers. Ahstr. EA PR Col!/i Papers (Wageningen, Netherlands, Aug. 1975) 41-42.



Schrage, W. 1999a. The influence of physiological age on the yield potential of seed potatoes. In Seed Potato Management. Univ Minnesota. (www.mnseedpotato.org/extension/article).

Hemberg, T. 1985. Potato rest. Pages 354–388 in P. H. Li, ed. Potato physiology. Academic Press Inc., Orlando, FL.

Henriksen, J. B., 1972. Effects on growth and yield of date of lifting, way of handling, and diseases during storage, of seed potatoes. Proc. 5th trienn. Conf EAPR: 114.

Kempenaar C. & Struik P.C, 2008. The Canon of Potato Science: 33. Haulm Killing. Potato Research (2007) 50:341–345

Lovell, P. H. and Booth, A. 1967. Effects of gibberellic acid on growth, tuber formation and carbohydrate distribution in Solanum tuberosum. New Phytol. 66: 525–537.

McIntosh, A. H. and Bateman, G. L. 1979. Effects of foliar sprays of daminozide on the incidence of potato common scab. Ann. Appl. Biol. 92: 29–38

Iritani, W.M., Weller, L.D. and Knowles, N.R. 1983. Relationship between stem number, tuber set and yield of Russet Burbank potatoes. Amer Potato J 60:423-431.

Iritani, W.M., Weller, L.D. and Knowles, N.R. 1983. Relationship between stem number, tuber set and yield of Russet Burbank potatoes. Amer Potato J 60:423-431.

O'Brien, P. J. & E. J. Allen, 1975. Effect of area of seed production and date of lifting of seed crops on the performance of the progeny tubers. Ahstr. EA PR Col!/i Papers (Wageningen, Netherlands, Aug. 1975) 41-42.

Schrage, W. 1999a. The influence of physiological age on the yield potential of seed potatoes. In Seed Potato Management. Univ Minnesota. (www.mnseedpotato.org/extension/article).


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder